Son yıllarda Kıbrıs Cumhuriyeti, yabancıların gayrimenkul satın alması açısından Avrupa'nın en cazip ülkelerinden biri olmaya devam ediyor. Özellikle Orta Doğu ülkelerinden, başta İsrail olmak üzere, jeopolitik nedenlerle daha güvenli ve istikrarlı bir yaşam arayan yatırımcılar büyük ilgi gösteriyor.

Yabancılar, Kıbrıs’ta yalnızca denize yakın ev ve daireler değil; aynı zamanda arsa ve ticari gayrimenkuller de satın alıyorlar. Özellikle turizm bölgelerinde yapılan bu yatırımlar, bölgesel kalkınmayı destekliyor ve yeni istihdam alanları oluşturuyor. Bu yatırımlar, ülke ekonomisinin büyümesinde önemli bir rol oynuyor.

Yasal düzenlemeler ne diyor?
Mevcut Kıbrıs yasaları, yabancı alıcılar için oldukça uygun:

  • AB vatandaşları, Kıbrıs vatandaşları gibi, istedikleri kadar gayrimenkul satın alabiliyor.
  • AB dışı ülke vatandaşları, iki adet konut ya da ticari gayrimenkul ve kişisel kullanım için 4000 m²’ye kadar arsa satın alabiliyor. Bunun için İçişleri Bakanlığı’ndan onay gerekiyor.

Ancak uygulamada daha esnek çözümler bulunabiliyor. Örneğin, bir Kıbrıs şirketi kuran yabancı yatırımcılar, herhangi bir sınırlama olmadan gayrimenkul edinebiliyor. Bu yöntem uluslararası yatırım ortamında yaygın olarak kullanılıyor.

Yeni öneriler: milletvekilleri ne planlıyor?
Mecliste sunulan son tekliflerde, AB dışı ülke vatandaşlarının gayrimenkul alımına yönelik bazı düzenlemeler öngörülüyor:

  • Yabancı sermayeli şirketlerin arsa satın alımının sıkı denetlenmesi;
  • Sadece bir adet gayrimenkul satın alma kuralına geri dönülmesi;
  • Yabancı alıcıların güvenilirliğinin kontrol edilmesi (örneğin adli sicil belgesi ile).

Ancak bu öneriler henüz değerlendirme aşamasında. Kıbrıs hükümeti değişiklikler konusunda acele etmiyor. Yetkililer, özellikle 2013 krizinden sonra, yabancı yatırımların ülke ekonomisinin toparlanmasında kilit rol oynadığını vurguluyor.

Alıcılar için ne anlama geliyor?
Kıbrıs, hâlâ gayrimenkul yatırımı için açık, istikrarlı ve cazip bir destinasyon olmaya devam ediyor. Burada mülk sahibi olan yabancılar yalnızca konfor ve güvenlik kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda Avrupa standartlarında gelişen bir bölgenin parçası oluyorlar.